![]()
ERSİN SÜEREN
sueren11050@yahoo.com
18 Mart 1915
17/03/2014 ATATÜRK’ün: “ Tarih yazanlar, tarih yapanlara riayet etmezler ise ortaya çıkan sonuç
şaşırtıcı mahiyet alır”, sözüne sonuna kadar inananlardan olduğumdan, 18. Mart.
1915 ile ilgili özet gerçeği yazılı olarak hatırlatmayı sizler ve gelecek
kuşaklarımız için vazife bilirim. Çanakkalede Harekatı Evveli ve 18.
Mart. 1915 : O tarihte Çanakkale Boğazı müdafaa hattında 11 müstahkem mevkii vardı. Bu
tabyalarda bazıları Alman yapımı yeni olmak üzere 72 top bulunuyordu. Ayrıca
Boğazın her iki müstahkem mevkii yakalarında karadan denize torpil tüpleri,
deniz mayınları, daha sonra da düşman denizaltıları için çelik kafes su-altı
ağları vardı. Boğaz çıkışına doğru dönük
Kumkale ve Settülbahir tabyalarında da nisbeten uzun menzilli ağır
toplar konuşlandırılmıştı. Düşman donanmasının Kasım 1914’teki ilk
bonbardımanından sonra Almanlar
tarafından pozisyon değiştirebilen seyyar 6 inch (15cm) çapında 8 howitser
bataryası boğaz giriş sahiline yerleştirildi. Hatırladığım kadarıyla; 1963
yılında Fransız Su-Altı Federasyonu II. Başkanı Michael Cousteau ile Emirğan
önünde dalarak yakaladığımız bir Istakozu okul arkadaşım ve meslekdaşım Baskın
Sokolluoğlunun dedesi rahmetli Orgeneral Fahrettin Altay’ın aynı yerdeki
yalısında yerken Sayın Orgeneral bize bu Howitser topların ancak düşman
gemilerinin güvertelerinde hafif tahribatlar yaptığını, İngiliz ve Fransız
zırhlılarını batıracak güçte olmadığını bizzat tesbit ettiğini söylemişti.
Boğazı aydınlatan ışıldakların adedi 8’e yükseltilmişti. 9 mayın hattı boğaza
döşenip, sahil bataryalarındaki top adedi de 100’e çıkartılmıştı. Boğaz
müdafaası silahlarının çok azı modern idi ve özellikle cephane çok azdı. Yani,
Hürriyet gazetesi köşe yazarlarında Hadi Uluenginin bir-kaç yıl evvel, hala
bende saklı yazısında belirttiği, <Çanakkale
müdafilerinin ellerindeki iaşe ve ateş gücü yeterli idi> ibaresi asla doğru
değildi. Resim:İstanbul Erkek Liseliler'in Çanakkale sevkıyatı.
Birleşik Donanmanın Çanakkale Boğazına İlk Giriş Denemesi 19.Şubat.1915: Birleşik Donanma Amirali Carden – Birleşik Donanma Yardımcı Amirali De Roebeck I. Hat: Uzun mesafe bombardımanına
iştirak edecek savaş gemileri: İnflexible – Agamemnon – Queen
Elizabeth II. Hat: Orta mesafe bombardımanına
iştirak edecek savaş gemileri: Vengence – Albion – Cornwalis –
İrresistable – Triumph III. Hat: Kısa mesafe bitirici bombardımanına iştirak edecek savaş
gemileri: Suffren – Bouvet – Charlmagne –
Goulois Fransız savaş gemileri (atak ve
aceleci) Fransız Amirali Guepratte komutasında
8. Mart. 1915’te Alman mayın uzmanı Binbaşı Geehl Erenköy – Sarısığlar akıntı
altı hatta sahile paralel Nusret mayın gemisi ile 20 su-altı mayını döşetti. Bu
mayınların, bende kopyası olan Turkish Line’da belirtildiği gibi, Türk yapımı
mayınlar olmayıp, Karadeniz’de bağlantı telleri koptuğundan başı boş yüzerken
bulunmuş Rus mayınlarından bir kısmının olması muhtemeldir. Zira Karadeniz’de
bulunan başı boş Rus mayınlarının bir kısmı
boğaz müdafaası için o tarihte Çanakkaleye taşınıyordu. Boğaz
müdafaasında mayın gurubu komutanı Alman Albay Fiessler Birleşik Donanmanın 19
Şubat’ta Boğazı zorladığında sahil bataryalarımıza ateş ederken Sarı-sığlar
Erenköy önü hattına girerek manevra yaptığını görmüştü. 18 Mart’ta İngilizlerin
su üstünde yüzerek akıntı ile sürüklendiğini gördükleri 3 mayın 8 Mart’ta
döşenmiş olan 20 mayından kopmuş olanlardı. Ne İngiliz uçakları ne de mayın
tarayıcı Trawler’ler bu hattı göremedi. Aslında mukaveleli İskoç balıkçıları
olan Trawler mürettebatı Türk sahillerinden ateş açıldığı zaman taramayı
bırakıp Boğaz dışına çıkıyorlardı ve Binbaşı Geehl’in döşettiği 20 mayınlı
hatta yaklaşmıyorlardı. Öyle 18 Mart sabaha karşı Nusretin mayın döşeme masalı
yok tüm resmi yerli ve yabancı belgelerde. Havadan İngiliz uçak pilotlarınca
suyun 6 mt altında bulunan bu mayınların görülmemiş olması mevsimin kış
olmasından dolayı Boğazın Anadolu yakasındaki derelerin bu kısmı bulandırmış
olmasındandır; 18 Mart’tan evvel sinirleri zayıflayan Amiral Carden birleşik donanmadaki
görevini yardımcı Amiral De Roebeck’e devretmiştir. 18. Mart. 1915’te Birleşil Filo Amirali De Roebeck’in Çanakkale Boğazına
Giriş Planı: I. Hat İngiliz Gemileri: Queen
Elizabeth – Agamemnon – Lord Nelson – İnflexible Sancak – İskele cenahlar: Prince
George – Triumph II. Hat Fransız Gemileri: Goulois – Charlmagne – Bouvet – Suffren Sancak – İskele Cenahlar:
Majestic – Swiftsure Boğaz dışında müdaheleye hazır savaş gemileri: Altı savaş gemisi, destroyerler, mayın tarayıcı Trawlerler. Bu altı savaş gemisinden dördü: Vengence – Albion – İrresistable – Ocean 18 Mart Boğaz savaşına katılmıştır. 18 Mart 1915 günü Bozcaada açıklarından hareket eden İngiliz ve Fransız ilk
on savaş gemisi bir birlerinden aralıklı iki hat halinde ve önde İngiliz savaş
gemileri olmak üzere yerel saat 10:30’da Boğaza girdiler. Türk sahil
tabyalarındaki Howitser ve Sahra topları Birleşik donanma üzerine ateş açtı.
Birleşik donanma ateş açmaksızın seyrine devam etti. Rahmetli Orgeneral
Fahrettin Altay’ın bize söylediği gibi bizim Howitzer ve Sahra topları Birleşik
Donanma gemilerinin güvertelerinde ancak II. Sınıf hasarlar yaratabilecek
güçteydi. Saat 11:00’de I. hattaki İngiliz savaş gemileri 8 dz. mili mesafeden
Türk tabyalarına ateşe başladı. Saat 11:25’te Çanakkale – Kilitbahir
tabyalarından karşı ateş başladı. Queen Elizabeth 8 x 15 inch’lik (38 cm çap)
topları ile Çanakkalenin her iki tarafındaki mevzilere ateşe başladı. Boğazdaki
Türk bataryaları ilk karşı cevaptan sonra hedeflerinin uzaklığını görünce ateşi
kestiler. Agamemnon - Lord Nelson – İnflexible Kilitbahirdeki üç Türk mevziini
ateş altına aldılar. Türk mevzileri yarım saat bu öldürücü ateşe cevap vermeyerek
bekledi. Bu sürede mevziler defalarca isabet aldı. Saat 11:50’de Çanakkale
şehir yakınında büyük bir infilak oldu. Mevzilerimiz tekrar ateşe başladı.
Seyyar Sahra ve Howitzer toplarımız düşman gemilerinin güvertelerinde
II.derecede hasar ve mürettebat kayıpları verdirmeğe başladı. Saat 12:00’yi
birkaç dakika geçe Queen Elizabeth’den
savaşı idare eden Amiral De Roebeck yakın dövüşe girme işaretini verdirdi.
Fransız savaş gemilerinin ileri hatta
girmesini özellikle isteyen atak ve aceleci tabiatlı Fransız Amirali Gueprratte
gemilerine I. hattaki İngiliz gemilerinin önüne geçme işaretini verdirtti ve
Türk kara topçusunu menziline girdi. Anında Goulois su altından isabet aldı.
İngiliz ve Fransız hatlarının bir birine karıştığı anda İnflexible sancak ve
iskele ön direkten isabet aldı ve güvertesinde yangın başladı. Akabinde sancak
bordadan bir isabet daha aldı. Agamemnon 25 dakikada 12 isabet aldı ve yeni bir
pozisyon almak için Fransız hattının gerisine döndü. Birleşik Donanma gemileri
savaş güçlerini kaybetmemişler ancak bir kaç düzine gemi personeli savaş dışı
kalmıştı. İsabet alan bazı Türk
tabyalarındaki toplar toprak altında kalmıştı. Atış kontrol haberleşmesi tahrip
olduğundan atışa devam eden birkaç Türk bataryasının isabet yüzdeleri düştü. Gelibolu
tarafındaki 13. batarya büyük bir infilakla saf dışı kaldı. Saat 13:45’e kadar
karadaki Türk bataryalarının atışları azalarak sürdü ve sonra tamamen sustu.
İngiliz Amirali De Roebeck Fransız gemilerine çekil işareti vererek Boğaz
ağzında bekleyen altı gemiye Boğaza gir işareti verdi. Saat 13:55’ten bir kaç
dakika evvel Suffren ikiz gemisi Bouvet ile Queen Elizabeth’in yanından Erenköy
açıklarında sancağa dönerken büyük bir patlama ile sarsıldı. Aynı saat 13:54’te
Bouvet’de büyük bir infilakla sarsıldı ve üzerinde yol varken devrilerek 2
dakika içinde Kaptan Rageot ve 639 mürettebatı ile birlikte Boğazın buz gibi
Mart sularına gömülerek kayboldu. ( Bouvet’in 27 ton ağırlığındaki Bronz
pervanesi şaftından dinamitle kesilerek Lisa I (Sibel Algarnası) tarafından
1959’da çıkartmıştır) Bouvet’in bu ani batışının, büyük çaplı bir merminin cephaneliğine isabeti
neticesinde olduğu sanıldı. Birleşik donanma kaptanlarından hiç kimse
gemilerinin Sarı-sığlardaki mayın hattının içinde olduğunun farkında değildi.
Suffren’in de, Bouvet’in de aldıkları mayın isabetiydi. Türk topçusu bu şevkle
tekrar İngiliz ve Fransız gemilerinin üzerine ateş açtı. Sabahki sahne
tekrarlanmaya başlamıştı. Çifter, çifter; Ocean – İrresistable. Albion –
Vengeance. Swiftsure – Majestic 10.000 yardadan ( 9150 mt.) Boğaz tabyalarını
ateş altına aldılar. Türk tabyalarından 16:00’ya kadar cevap verildi ve kara
bataryaları tekrar sustu. İki çift İngiliz mayın tarayıcı Trawler Boğaza girerek I. hattı taramağa
başladı ve üç yüzer başı-boş mayın bularak patlattı. Trawlerler II. Hatta
gelince karadan ateş açıldı. Mürettebatı İskoç balıkçısı ve gönüllü İngiliz denizcilerinden oluşan dört Trawler
komutanlarının ısrarına rağmen panikle dönüp Boğaz dışına çıktılar. Diğer bir
çift Trawler karadan açılan ağır ateş altında panikleyip tarayıcılarını bile
toplamadan süratle Sarı-sığları terk ettiler. 16:11’de İnflexible I. hatta,
Bouvet’in vurulduğu mevkiide bir mayına çarparak sancağa yattı ve savaş hattını
terk etti. Pruvadan isabet alan gemi Boğaz dışına çıkmağa çalışırken sancağa
yatmağa devam ediyordu. Kruvazör Phaeton refakatindeki gemi her an batacak gibi
idi. Baş torpito bölümü isabet alınca buradaki 70 mürettebat derhal ölmüştü.
Gemide ışıklar sönmüş çalışma gaz lambaları ile yapılıyordu. Güverte altına
zehirli gazler yayılmağa başlamış. Makina dairesinde ki ısı ise dayanabilecek
gibi değildi. Kazan dairesinde yeterince çalışılamadığından stim azalmış,
fanlarda çalışamaz olmuştu. Kaptan Phillmore kazan dairesinde stim nöbeti
gönüllü olarak yapılabilir emri verdi. Güverteye de geminin bando takımını
çıkartarak mürettebata moral olsun diye Boğazın akşam karanlığında marşlar
çaldırmağa başladı. Gönüllü denizciler karanlıkta, duman altı ve sular içinde
geminin hareketi için gerekli kazan stimini tutturdular. Su geçirmez kapıları
kapattılar. Büyük bir denizcilik başarısı göstererek pruvası baş üstüne kadar
sulara gömülü sancağa yatık gemiyi Boğaz dışına çıkarmaya çalışırken bir
taraftan da gemi bandosunun marş sesleri altında kıç topları ile menzil dışına
çıkıncaya kadar Türk tabyalarına ateşe devam ettiler ve İnflexible’ı batırmadan
baştan kara Bozcaada sığlıklarına oturttular. İnflexible’nin saf dışı
kalmasından beş dakika sonra İrresistable mayına çarptı. Geminin sancaktan
torpillendiğini zannettiler. İrresistable Yeşil bayrak çektiğinde filonun en
sağında ve Sarı-sığlar mayın hattının içinde idi. Amiral yardıma Wear muavin
muhribini yolladı. Wear karadan ağır ateş altındaki İrresistable’dan 600 denizciyi
tahliye etti. Bunların içinde birkaç ölü, 18’de yaralı vardı. Üst subaylar ve
10 gönüllü denizci gemiyi yedeklemek için güvertede kaldı. Saat 17:00 itibarı
ile Suffren – İnflexible – İrresistable saf dışı kalmış, Bouvet batmıştı.
Suffren Boğazın dışına ağır yaralı
olarak çıktı ve Anadolu yakası eski İstanbul (Kestanbol) mevkiindeki sığlıklara
batmamak için baştan kara kaptanı tarafından oturtturuldu. Amiral De Roebeck ve
kurmay heyeti için bu aşamada olanların hiç bir açık izahı yoktu ve büyük bir
şaşkınlık içinde idiler. İngiliz deniz uçakları gemilerin girecekleri sahanın
temiz olduğunu rapor etmişlerdi. Saha denizden de taranmıştı ama Trawler’ler
Sarı-sığlar mayın hattına karadan açılan ağır ateşten dolayı girmemişlerdi.
Onlara göre berrak suda 18 ft.’den (6 mt.) deniz uçağı her hangi bir mayını
rahatlıkla görebilirdi. Bu zararı kim veriyordu gemilere? Türkler mayınları su
üstünden akıntı ile mi gemilerin üzerine salıyorlardı ki, bu hiç bir zaman
olmamıştır. Yarbay Keyes İrresistable’ı Ocean ve Swiftsure refakatinde Boğaz
dışına yedekleme emri aldı. Saat 17:20’de hava karardığında İrresistable’da
hayat işareti yoktu. Ocean bulunduğu mevkiide suyun sığlığını bahane ederek
yedekleme emrini yerine getirmedi. Swiftsure’la beraber Türk kara bataryalarına
ateşe devam etti. Yarbay Keyes İrresistable’ı yedekleyemeyecekse Ocean’a Boğaz
dışına çıkmasını bildirdi. İrresistable’ın durumu bir saat evveli gibi idi.
Daha fazla bir meyil veya su kesiminde batma görülmüyordu. Ocean tam dönüşe
geçmişti ki bir mayına çarptı ve aynı anda kıç tarafına karadan atılan bir top
mermisi isabeti aldı. Boğazdan dışarı çıkacağına daireler çizerek ateşe devam
etti. Görünüşe göre aldığı isabetle Ocean’da dümen arızası meydana gelmişti.
Ocean’ın yanına gelen destroyerler mürettebatını aldı. Böylelikle Ocean ve
İrresistable’ın kaptanları mürettebatlarıyla beraber gemilerini terk etmiş
oldular. Gece her iki gemiyi de aramak
için Boğaz içine gemi gönderildi, fakat iki gemide bulunamadı. Zaten sahil
ışıldakları denizin üzerini taradıklarından arayanlara kara ateşiyle rahat
verilmiyordu. Ocean ve İrresistable’ın batışlarını hiç kimse görmedi. Sabah gün
ağırdığında denizin üzerinde hiç bir yüzer vasıta görülmedi. 1966’da okul ve
askerlik arkadaşlarımdan; meslekdaşlarım Dalgıç - Balıkadam Tosun Sezen ile
ortağı rahmetli Baskın Sokulluoğlu Ocean ve İrresistable’ı Boğazın karanlık
sularında 70 mt.de bularak bu iki geminin batmış olduklarını resmen tescil
ettiler. Yarbay Keyes ertesi gün Boğaza giriş için tekrar bir tesebbüs yapılması
yolunda üstlerine çok ısrar etti. Boğazdaki Türk mevzilerinin tamamen tahrip
olduğunu; hiç bir direniş görmeden Boğazı geçebileceklerini savunuyordu. Ancak
bir gün evvelki beklenmedik kayıpların üzüntüsü ve şaşkınlığı içinde olan
Amirallik adeta bir şok halinde idi.
Yarbay Keyes’in fikrini tatbik etmeyi düşünmediler bile. Ancak Keyes’in haklılığı savaş sonunuda
ortaya çıkmıştır. O gün Türk kuvvetleri savunmalarının son gücünü Birleşik Donanmayı
Boğazdan geçirtmemek için büyük ölçüde harcamıştı. Savunma mevzilerinin
toparlanması zaman isterdi ve bu zamanı düşmanın başarısızlığından doğan
cesaretsizliğinden dolayı da kazandılar. 18. Mart.1915 günü İngiliz ve Fransız gemilerinden Çanakkale Boğazının her
iki yakasında ki mevzilere saat 11:00’den 17:30’a kadar açılan ağır
bombardımanda kullanılan 500 kg ağırlığında ki dev mermilerin içinde uzun,
yassı makarna görünüm ve renkli Trotil dolu < takriben 200 kg patlayıcı >
ve yine her bir merminin kafasında 2.5 kg’ lık bronz muhafaza içinde ateşleyicileri
1960-1970 arası Çanakkale batıklarında çalışırken ben ve meslektaşlarım
görmüştür. Midilli kruvazörünü mayınla kaybettiğimiz gece Yavuz’un İmroz
adasındaki Bu vatan uğruna canlarını hiçe sayan tüm şehitlerimizin, hiç şüphesiz ki,
elbette mekanı cennet olur. Dalgıç & Kaptan
Ersin Süeren PS: ‘ Geçmişini bilmeyen, geleceğini tasarlayamaz’.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
476 YIL SONRA PREVEZE GERÇEĞİ( Bölüm 2) - 02/10/2014 |
476 YIL SONRA PREVEZE GERÇEĞİ( Bölüm 2) |
476 YIL SONRA PREVEZE GERÇEĞİ( Bölüm 1) - 24/09/2014 |
476 YIL SONRA PREVEZE GERÇEĞİ (Bölüm 1) |
Güneş Balçıkla Sıvanabilir mi? - 15/08/2014 |
Güneş Balçıkla Sıvanabilir mi? |
ARABA VAPURUNU KİM İCAT ETMİŞ ? - 16/07/2014 |
ARABA VAPURUNU KİM İCAT ETMİŞ ? |
Dalgıçlığın 1950'lere Kadar ki Kısa Tarihçesi ve SCUBA' YA Geçiş - 20/06/2014 |
Dalgıçlığın 1950'lere Kadar ki Kısa Tarihçesi ve SCUBA' YA Geçiş |
Abbas Sakarya - 22/05/2014 |
Abbas Sakarya |
AE2 & Sultanhisar - 25/04/2014 |
AE2 & Sultanhisar |
HAŞAŞİLER - 14/02/2014 |
1090-1272 HAŞAŞİLER |
Rönesans Yorumu - 14/01/2014 |
Rönesans Yorumu |
![]() |